Nisan ayının ilk günleriydi.
Yağmur katreleri dolu dolu düşüyordu dünyaya.
Yüreklerde bir sızı vardı; Nurun havarisi vefat etmişti.
Nur hizmetinin sadık kahramanı, basîret sahibi ve inandığı dâvâsı uğruna taviz vermeyen, “Hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra feda edilmez” düsturunu Üstadı gibi yaşayan âbide şahsiyet ve ağabeyim...
“Kâinata değişilmeyen talebe” olma yolunda ilk katreleri düşmüştü yüreğinden...
Karşısında bir nur vardı. Gözyaşlarını dökmemek mümkün müydü?
Aradığını bulmuştu gönül. Bir daha bırakır mı? Bırakmadı da. Hizmete adadı kendini, Kur’ân yoluna verdi kendini.
Nurun havarisi ilk görüşmede aldı Zübeyir adını.
Peygamber vârisi Zübeyir bin Avvam (ra) gibi, o da nurun havarisi olduğunu göstermişti.
Zübeyir Gündüzalp Nur hizmetinde Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinden sonra akla gelen ikinci isim.
Nur hizmetinin en yüksek makamı olan sıddıkıyete ulaşan nurun yardımcısı. Ve Üstadı tarafından “Ben Zübeyir’i kâinata değişmem” sözüne mazhar olan ağabeyim.
Nur hizmetinin yüreklerdeki ismi.
Ve düşüyor gözyaşı katrelerimiz...
Terhis edildiğin beldeye varışının 40. yılını rahmetle anıyoruz.
Allah ebeden razı olsun.
zübeyir menteşe
not:2011 nisan ayında yazılmıştır.ebede giden abimi 42 yılında rahmetle anıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder