14 Temmuz 2014 Pazartesi

ÜMİTVAR OLMAK

      Sokakta yürürken önüne gelen küçük bir taşa tüm siniriyle vurup eli cebinde,düşünceleri kendini yitirerek sahil şeridinde adımlarını minik minik atıyordu.
Ne yazın güneşi ne denizin,yeşilin kokusu ruhuna  indirdiği ümitsizliği bir nebze olsa düzeltemiyordu.
      Ümitsizlik sinir içinde uflayıp puflayıp zamanı geriye almaya çalışıyordu hayatındaki önemli karaları tekrar gidip istediği gibidüzeltmek istiyordu.
     
      Zamanı geriye almayı nice insanlar istiyordu halbuki insanın sözü ok gibidir söylediği zaman o oku atmış olursun ne söz geriye gelir ne de ok kararlarda böyledir.
     İnsan her şeyin en güzelini en iyisini istediği gibi verdiği karar yaşamını ona göre en iyi olduğu yere varmasını sağlamasını ister böyle olmayınca ümitsizliğe ve sinire boğulur kendi içinde kaybolur gider.
      Hayata bakış açısı gayesi aslında varoluş reçetesini iyi anlasa ümit var olsa azla yetinmeyi bilse adam gibi yaşasa,insanca hareket etse mevcudatın manasını ve önemini anlasa kul olma yolunda ilerlese etrafındaki nice güzellikleri görür ve kararları bu yönde verirsin diye söyledim bizimkine bunu söyleyince bir bankta oturdu denizin dalgalı onca karmaşıklık içinde duymaya çalıştı burnuna her zaman gelen yeşilin kokusunu içine çekti öğle vaktinin edası gök kubbelerden okunmaya başlamıştı ümit var olmayı düşündü.
    
   Bir kapı hayırlı bir kapı yol açılmasını için rabbine dua etti.Sen bizim rabbimizsin hakkımızda hayırlısını nasip et rabbim(amin) yüzünde ümidin tebessümü.
                                
                     zm/maibeyaz/ümidin ötesine/uçan filozof